Bugün seni gördüm bir yol kavşağında..
Seni, saçlarının ayak ritmiyle olan ahenginden tanıdım. O kadar masum ki yürüyüşün. Bir sağa bir sola bakışın ürtpertir arkanda duran zatı beni. Sadece benzetiyorum. Belki de sen değilsin. Yüzüne bile bakmaya cüret etmeden yoluma devam ediyorum. Yollar ıslak, Ankara gri puslu, sonra sen bir yana, ben bir yana ayrılıyor yolumuz. Arkama bakmadan adım adım ilerliyorum, yalnız olan özgürlüğümle..
Yolda, bir çöp konteynerine atılmış çürük portakalları toplayan çocuklara ilişiyor gözüm. Gözü gözüme değiyor konteynerin üzerinde, nefesi avucuna yetmeyen yavrucağın. Ulan diyorum... boğazım düğümleniyor. Elden birşey gelmez, devam et diyor içimdeki ses.
Melul mahzun bir şekilde yürümeye devam ediyorum. Yürüyorum, aklımın bir ucunda sen, bir ucunda; fakir çaresizliğim.
Melul mahzun bir şekilde yürümeye devam ediyorum. Yürüyorum, aklımın bir ucunda sen, bir ucunda; fakir çaresizliğim.
0 yorum: